8 Eylül 2010 Çarşamba

Görev...

Doğuştan bir borç.Doğarken kıçımıza vurduklarında (ağlamamız için) onunla beraber kıçımıza yapıştırılan bir bir borç sirkülesi askerlik .
Yapmamız gerek yapılması gerek aile ,mahalle baskısı vs. hepsi bunlara etken .Şahit olduğum birkaç durum ve olaylar dizisinin yanında da sistemin ne kadar çobanın keyfine dayalı olduğunu anlıyorum.
Bu askerlik sisteminde.
Konudan sapmadan işlersek : herhangi birisi ben veya bir başkası üniversite okuyor yurtdışına gidiyor amaçları kariyer planları var .
Ancak bu planlara dahil etmek zorunda olduğu kariyerine buyuk zararı dokunacak bir askerlik gorevi var.Evet açık açık soyluyorum buyuk zararı dokunacak bir gorev bu kariyer planları dahilinde ve devletin umrunda bile olmayan bir gorev bu sen gel biz seni gerekli yere veririz.Ulan bari hem devletin askeriyesine hem kariyerime yararı dokunacak bir şekilde gorevlendir bari beni kendi uzmanlık alanımda gorevlendir .
Bu işe sanki bir çözüm getirilmeli gerçek bir çözüm geçici değil gerçek bir çözüm .Kime ne benım askeri politakayı eleştirmemden sizene veya banane ancak bu iş sonunda bir şekilde etkiliyor herbirimizi

Bana Bir Şeyler Oluyor...

Hayatımda yaşamadığım ilginç deneyimler yaşıyorum buaralar .Ve daha da ilginci bunları gayet sakin sıradan karşılıyorum .Bu ne demek bilmiyorum büyümekmi?? Yoksa gereğinden fazla rahatlık mı bilmiyorum.Ama hepsini bir şekilde çözüme ulaştırdığım için bu halimden memnunum açıkcası.
Herneyse tekrar bir güney kaçamağından yazıyorum bu yazımı.
Kış geliyor boyle kaçamakların tam zamanı olduğunu düşünüyorum .Zira tazelenmiş bir şekilde kış temposuna girmek çok daha verim demek benım için butun ekip için.
Çok daha olgunlaşmış hissediyorum kendimi çok daha verimli olacağımı hissediyorum bu kış ama biyandanda başlasakta bitirsek koca kışı hemencecik diye düşünüyorum :)