18 Aralık 2011 Pazar

Dizüstü edebiyat,

Dizüstü edebiyat deyince sadece blogger lar geliyor aklıma .
Cem mumcu adında bir adamın yayınevinden çıkan kitap serisi .
Ergenlik triplerinin uzatmalarının yaşanması gibi bazı kitaplar , bazısıda oldukca keyifli.

Pucca diye bi kız hayatında belki de hiç olamayacağı kadar ünlü oluyor ,blog u ve onun sayesınde çıkan kitabi ile .
Bu güzel bişey .
Evet kesinlikle . Yani tamamen sizin olan bi alan ,bolge sayfa herneyse istediginiz gibi yazıp saçmalayıp belki benım gibi iki kadeh içtikten sonra dokuleceğiniz bir alan .
İşte dizüstü edebiyat bunu kitap haline getirip sizin onunuze sürüyor .Bi kaç yazımda  bu dizüstü edebiyatın kitaplarından bahsetmiştim,artık bu bloglar ve kitapları tamamen insan içine çıkmaya başladı ve ilgi gormeye hatta en çok satanlar arasına girmeye başladı.
Dizüstü edebiyat dogru yere yatırım yapmış gibi dünya da sosyal medya nın farkındayken bizimde bunu teget geçmemiş olmamız keyifli .
Bi donem bloglara girişin ülkede yasaklandıgını saymazsak!.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Matmazel Garcia

Sergi içinde bır restoranda bulunmak hayata dair ılgınc kesıfler sagladıgını belırtmek lazım .
Zero adlı bır yayın, etkınlık ve sehır rehberı demek dogru olur.Ancak tarzı  ılgınc ve baya keyıflı. Bı yazı orneği ıle daha anlaşılır olacak bahsettiğim sey.

''Sabah evde bır barmen buldum .Kayıptı gecem ,ona sordum .Otto'dan Nupera ya geçmişim ,Mojitoyla sarabı çiftleştırmısım .Dudagım barmenın kulagında ,şakımışım da şakımışım ,bir cumle kuştüyü ''sana baktıkca öldu sandıgı kocası askerden donen bir kadın gibi heyecanlanıyorum ''
Öbür cümlem kuşboku '' Çok sarhoşum kosedekı tinerci gelse onu da operım ,kişisel alma ''
Habire konuşmuşum çıkmamışım bir türlü bekçisi olmuşum Nupera nın ve tek gecelık karısı askerden donen kocamın !.
Kutlamayı salonumda yapmışız ,gün ışığı bizi boşayana kadar,ayrı geçen heryılın ıcabına bakmışız....'''

Tek kelımesını değiştirmeden  aktardığım bir yazı Matmazel Garcia nın yazısı bunun gibi birde pavyonları anlatan bir yazı  var :).Gülümseten istanbulun gece hayatını açıkyüreklilikle anlatan bı bolumu sadece...
http://zeroistanbul.com/index.html

27 Ekim 2011 Perşembe

D.O.M

İkibin altıda kırk küsürlü sıralardan girerek ilk elli restoran arasına adından soz ettirmiş ben o sıra lisedeydim daha :)
Şuan çok güzel işler yapıyorlar  önceki yazıda da bahsettiğim gibi, yediğim denediğim her tabakta mutlaka bir amazon dokunuşu var ve kesinlikle doğru şekilde işlenmiş .
Şimdi dünyanın yedinci restoranı olarak biliniyor ve eminim ki yükselişi devam edecek.
Bununla birlikte çizgisini yerelliğin üzerine kuran restoranlar kalitesinden odun vermediği surece başarılı oluyor bunun en büyük orneği Noma sanırım ve yavaş yavaş yükselen D.o.m.
Bunun yanında birde sao paulo da hatırladığım kadarıyla sergi içinde de bir restoran açıyormuş Alex Atala ekmek ve pastahanenin  yanında ,dalva e gito ,d.o.m  derken birde sergi içinde restoran .
Ve biraz mutfak işleyişinden bahsetmek istiyorum d.o.m un şefi yani head sefi Alex ten sonra mutfaktaki ikinci isim açılıştan buyana orda hatta bulaşıkçı olarak başlamış .
Sistem de soyle yürüyor anlatılana gore Alex bir fikirle geliyor d.o.m un şefine bahsediyor ikisi kafa kafaya verip onu somut halde tabağa dokuyorlar bazen bunu d.o.m un şefi tek başına yapıyor bazen Alex le .Şuraya bağlamak istiyorum ''çok gezen mi ,çok okuyan mı bilir''  D.o.m un şefinden dolayıda aklıma bu soru geldi tekrar araştırmacı bi sef oda, yanında kaldığım sayılı zamandan gorduğum kadarıyla araştırmacılığın yanında  Alex gibi bi kılavuzdan da  goren bi sef   keyif veren bi şekilde
bu soru bizim meslekte de sorulmaya başlandı çok çalışan mı çok goren mi bilir, yoksa çok okuyup araştıranmı ??? cevabı kişisel goruşunuzde saklı .
Şimdilik bu kadar sanırım
Sıra ''Le Chateaubriand, İnaki Aizpitarte '' ile bi deneyimde :)

22 Ekim 2011 Cumartesi

hadi gidelim....

İnanılmaz stressli bi hafta , son servis derkenn  ..bi günlük kaçamak Rio  de jenario ya  yarın ki ucaga kadar ...
Çok sey var anlatacağım uzun uzun sıkılana kadar yazacağım herseyi ...

16 Ekim 2011 Pazar

Yes chef...

''Guys!!! chef here ''
Alex  mutfakta oldugu zaman kulaktan kulaga fısıldanan kelimeler .İnanılmaz bi sistem kesinlikle Türkiye'de hiçbir restoranda olmayan bir sistemden bahsediyorum.
Dalve e Gito yu anlatacağım ...Delicesine !!!
60 kişi çalışıyor restoranda inanabiliyormusunuz 60 kişi 30 servis 30 mutfak ...
Ve 30 mutfak diyip geçiverdiğim adamlar soyle
4 yıl elbulli de çalıştıktan sonra stajer olarak başlayan italyan gibi ve adam otuz küsür yaşında...
İtalya da şu ünlü gölün yanında ki iki yıldızlı restoran da chef de partie olarak çalışıp dalva da stajer olarak çalışan personel ....
Bu hikayeler boyle uzayıp gidiyor .Dalva e Gito Alex Atala'nın brasseria si gibi ama inanılmaz bir detay var tabakta, yirmi çeşit malzeme olsun da detay olsundan bahsetmiyorum .
Her yemeğin ardından inanılmaz bir emek ve zaman var ve tabi ki bu da yemeğinize yansıyor ...Tabak onunuze gelip ilk lokmayı aldığınız zaman ikincide hiç şuphe etmiyorsunuz ...tuz veya başka birşey hiç ama hiçbirşey kii benı biraz tanıyanlar bilir tuz manyaklığımı .
Ve en cok hosuma giden sey sanırım ...
Bununla birlikte o yemeklerin  mutfaktaki sistemi inanılmaz ,,,
'' yess chef''!!!
Saçma sapan kişisel egolardan değil  '' yes chef'' tavrının hoşuma gitmesi .
Öyle bi saçmalığım olmadığınıda tahmın edersiniz sanırım biraz okuduysanız blogu ...
Bu başka bi durum sadece  şef soyluyor ve sadece karşısındakinin  anladığından emın oluyor mutfakta.Gereksiz muhabetler, şakalar,disiplinsizlikler donmuyor  .
Ve yazmıştım ya en başta Alex mutfakta olduğu zaman kimse ama kimse konuşmuyor işte bahsettiğim şey Alex mutfakta yokken biraz daha tabak çanak mutfak sesi o varken sadece ''yes chef ''!!!

Ve Dalve e gito bugun oglen servisinde yüzyirmi kişiye servis verdi , bugün pazar...

13 Ekim 2011 Perşembe

Alex Atala



Alex Atala doksanlarda açmış Dom'u yaklaşık 50 kişilik bir restoran ve olabildiğine mütevazi bir okadar da asil biyer Dom.
 Ve  mutfağında tam 20 kişi çalışıyor çok mu değil ama daha devamı var.
Dom ,Dalva e Dito ve Bakery ile toplamda tam 140 kişi çalışıyor inanlmaz değil mi bu sayı Türkiye'de bir otel çalışan sayısı olabilir .
Dom u anlatmak istiyorum uzuncaa ;menusu, çok fazla kalem yok  ancak çok az da degil toplamda yirmi beş kalem malzeme var sanırım .
Ve her iki yemekten birinde mutlaka amazonlardan bi meyve, bi ağaç kabuğu, bi baharat bir bişey mutlaka var ve en ozel kılan  dunyanın en iyi yedinci restoranı sağlayanda bu .
Mutfağında dediğim gibi yirmi kişi çalışıyor ancak elli metre ileride başka bir hazırlık mutfakları var .
Dom un mutfağı şu bahsedilen kitaplardan okuduğumuz gibi international birçok milletten insanlar ve hepsi ben gorunce keyif aldım ,oldukça genç .
Fiyatlarına gelince tadım menusu türk lirasına denk şekilde ikiyüzseksen ve üçyüzseksen lira olarak değişiyor şarap eşleştirmeli .
Dalva e Dito ikibinli yıllarda açtığı ikinci restoranı brasseria tarzında biyer , keyifli ve  müdavımlarının olduğu biyer anladığım kadarıyla .
Ve son olarak bir bakery si var restoranlarına ve dışarıya satış yaptıkları bir bakery .
Ben profesyonelliklerinden çok etkilendim sistemlerinden .
Yemeklerini ve yemeklerimizi yapmak için haftaya Dom ve Dalve e Dito'da ter akıtacağım  o deneyimlerden sonra mutlaka ama mutlaka  yemekleride paylaşacağım.

Sao Paulo

Bu deneyimi sanırım tek seferde yazmak bu deneyime ihanet etmek olur .
Sao Paulo Brezilya'nın İstanbul'u denebilir en büyük sehirleri ,portekizce ve ispanyol ca konuşuyorlar.
Onüç saat uçmama ragmen hiç sıkılmadım sebebide sevgili Brezilya'lılar!!!
 İnanılmaz sıcak ve içtenler  bize çok benziyorlar teyzeler ,amcalar :) .
Gelişmekte olan bir ekonomileri var, bunu şehirde ve insanlarda gorebiliyorsunuz. Buarada bugun sokak pazarları vardı bi bakındık nevar ne yok diye, amazonlar var pazarda .
Yani çok ama çok güzel bir şekilde amazonların mükemmel bir etkisi var yemek kültürlerine .Şeker kamışı suyu ,bizim çiğ borege benzeyen ama içinde palmiye agacı meyvesi olan borekleri .

Brezilya'lılar çok düşkün gastronomiye Alex Atala'da dogal olarak heryerde

 Alex Atala Brezilya'da '' mahallemizin gurur duyduğu abisi'' olarak tanınamasını  ve sevildiğini bu şekilde anlatmam en uygun tabir olur sanırım .

 Dergide , reklamlarda gazetelerde inanılmaz sahipleniyorlar Atala'yı .

Bununla birlikte Türk'leride çok seviyor Brezilya'lılar burada Türk konsoloslugunun organize ettiği tüm türk etkinliklerin dolup taştığını soyluyorlar .

Atala'nın da bir istanbul aşığı olduğunu burda oğreniyorum.
Alex Atala'yı ayrı bir başlık altında yazmak doğru olur çünkü bahsetmek istediğim çok ama çok sey var !!!

26 Eylül 2011 Pazartesi

Kadınlar ,,, Şefler....

Donum noktaların da, ya kadınlar veya erkekler var .
Muthıs etkiliyor motıvasyon ve demotıve durumlarınızı, kesınlıkle !!!...
Mesela son gece ... kadınınızla kavga ettıysenız mutfakta sabahın korunde kan kusabılırsınız herkese .
Gibi gibi...
Bunun yanında zaten motıve durumunuzu tavana vurdurup ,çok guzel acayip yaratıcı işler yapabılırsınız ...

Kadınlar zaten yapabılecegınız elınızde olan gucu farketmenızı saglayan varlıklar dan o yuzden ınanılmazlar.

20 Eylül 2011 Salı

Bienal.....

Sayin Kenan Evren,

*Oncelikle bu anarsistlere ulkemizde dur dediginiz icin .......*

Vehbi Koc un Kenan Evren e yazdigi mektup boyle basliyor 80 doneminde yasananlar uzerine Koc un bir tesekkur mektubu gibi .
Dramatik ayni zamanda komik olansa bu sene bienal in acilis davetiyelerinde bu mektubun yer almasi hemde Koc un da destekledigi sergiler var icinde
Cok ilginc degil mi ya bu bi gelisim belki veya utanc ama cok guzel bisey...
Herneyse
Guzel keyifli komik gelmeyen bi sergi var bienal dahilinde buldugum cukurcuma da ciplak ayaklar studyosunda
Patolajik arzular ....:)
Seri katil  ruhunu anlamaya calisan bir ruh halini hissetiriyor  baya iiyi ugrayin mutlaka ....

19 Eylül 2011 Pazartesi

Fatih Akin

Uzun zamandir aklimin bi kosesinde yer etmis yazmaya bi turlu yeltenemedigim adam .
Adamin yemekle bisiyleri var bi derdi bi sevgisi var
#kebab connection # 
Senaristligini yapmıs  ii  film , bide o ilk zamanlarindan kendinden  bisiyler ekledigi bi film filmde gecen yonetmen olmaya calisma cabalari bi yandan kucuk bi hayran kitlesi ,tarzini bulmaya calisma cabalari
#Soul kitchen #
efsane film  Birol Unal in oyunculugunu salyalarla izleten bi film kesınlıkle ızlenmesı gerek
Ve ''Crossıng the Brıge''
Istanbul fılmı underground ıstanbul u anlatıyor aslında .

Demek ıstedıgım bu adam yemekle ılgılı bı fılm daha yapmalı guzel yapıyor yakıştırıyor karakterlerı, yarım kalmasın bu butunlesmeler.

30 Ağustos 2011 Salı

Doors gruop ...

Ulkenın tek damakıllı yeme içme şirketi iyi veya kotu orasını bilemem...
Hakkında nefes almadan yazacağım çok şey olabilir içinden seçmek lazım.
En onemlısı bana gore en gastronomik olanı ,Tom aikens adımları,eğer konuşulan şekilde Türkiye de bi restoran açarlarsa inanın ülkenın en büyük gastronomik devrimi olur.
Umrumda değil işin doğrusu hangi kalitede bi restoran açacakları zira Tom Aikens ismini ulkeye tasıyacaklar.Ha Tom aikens ın delicesine bi süksesi olduğu için değil.Bi Ramsey veya Ducasse restoranları gibi olacağını sanmıyorum .(ki umarım yüzümü kızartırlar) Sadece şu michelin yıldızı muabbetleri için atılan adımların en büyüğü olacaktır .
Zira hiçbir kişisel  uluslararası büyük ismin ülkede bi restoran imzası yok merakla bekliyoruz lafın kısası.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Keyifli yazılar...

Haberturkte inanılmaz keyif alarak okduğum tek kose Ali Esad beyden keyıflı bi yazı daha onceki yazılarına bi goz atın dunya gastronomisinin takipcisi olduğunu goreceksiniz...

http://www.haberturk.com/htyazar/ali-esad-goksel/5

25 Ağustos 2011 Perşembe

Sokak...

Sokak ta yaşayan insanlar,
Sokak yemekleri,
Sokak sanatçıları,
Sokak hayvanları,
Sokak vsvsvsvs...

İstiklal de sokak müzisyenlerinin çalgı çengileri de toplatılıyor, artık taksimden çıkamadığım için sürekli goruyorum istiklal çalgıcılarını aralarında zabıtaya yakalanmayanları. (seviyorum çalgıcı demeyi sanırım )
İlk tanıdğım aralarından siyasiyabend idi .
Taa ki şu günlere kadar, dediğim gibi hergün istiklalden geçiyorum hatta uzerine sohbet ettiğimiz bi konu '' bi sergi açmak lazım istiklal çalgıcıları '' diye de bahsetmiştik sonra kesin vardır oyle bişi diyip gülüp geçmiştik .
Neyse ,keyifli paylasımlar bu sokak paylasımları .Düşünsenize istiklalin başından sonuna kadar bi cumartesi aksamı yürüdüğümüzde  , çingene cocukları darbuka çalıp soyluyor,adamın biri saksafon çalıyor ilerde , biraz ilerde bi kadın opera yapıyor ,az ilerde country müzik ,hippi tarzlar takılıyor.
Onun ilerisinde şu bütün istanbulu gezen kızılderili kıyafetli garip abiler çalıyor tabi karadeniz müziği yapan amcalarıda unutmuyorum.
 Tümm bunlar bi cadde üzerinde yaşanıyor kültür sevişmesi resmen fatih akın filmleri gibi düşünün alman türk kültürünün film hali işte bu beyoğlu çalgıcılarıda o kültür sevişmesinin müzikal hali.
Sokaktaki yasamın radyosu televizyonu o çalgıcılar, haberleri sokağın kesmeyin onları o zenginliğini tadını çıkartın.Zabıta abiler ,emri veren amcalar size soyluyorum...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Striptiz...Dansöz

Evet michelin in çokyönlülüğünü ,renkliliğini,japonyada yerel minik lokantalara filan yıldız  vermesini takdir ederken .Bugün sapka çıkarttım abicim !!
Hatta aklıma ilk gelen şey , güzel bi gece geçirmiş olma ihtimalleri oldu sevgili müfettişlerin :)
Bizde dansozlu filan mı servis moduna girsek  ülkede, sonucta buda bi kultur .
Şaka bi yana bu haber bugünün haberi bi arkadaşımdan  duymuştum, bi araştırdım kı cidden oyle ,haberde en iyi et yenebilecek yerler gibilerinden bişeyllerden bahsediyor yıldız verildiğini net olarak belirtmiyor .Yani bu demek oluyor ki,rehberde iyi yemek yenebilecek yerler arasında da olabilir.
Daha fazla onyargımın yazıya mudahale etmesine izin vermeden son veriyorum yazıya .Bide  striptiz yapanlarda prim yaptımı acaba michelin li yerde çalışıyorum diye .Bu konuda merak uyandırdı tabi....

Mutlu Etme Sanatı...

Radikal,
Buara takılmış durumdayım bu gazeteye çok keyifli abartmadan dunyadan haber veriyor .
Neyse ,
geçenlerde Cüneyt Özdemir  koşesinde bi minik kose daha ayırmış ozel bi konu için.
Mutlu Etme Sanatı ,  Mümin Sekmanın kitaplarının ismi gibi bişiler sandım ki  .
Konu çok farklı ,konu teoman şu müziği bırakma muhabbeti  hazır o bahsetmişken ergenlik yıllarımın kaydadeğer isimlerinden biri olduğu için bikaç kelime hakkımdır , kii ^^ iyi yaptın birader  en iyisini yaptın ^^
Konuya donuyorum hemen, teomanın müziği bırakmasının ardında annesi çıkıp dokmuş içini sabah programlarına ''oglum iyi yaptı ben hep onun haber spkeri olmasını isterdim  yaşıda geçmedi hala da olabilir ''  iştee buuuu, mutlu etme sanatı daha dogrusu anne babayı mutlu etme sanatı :) 
Müdür ol ,şef ol ,restoran sahibi ol  ,yok baban bikere memur filan  olmanı istediyse olmadıysan tamam sen hala  büyümemişsindir oyle de kalacaksındır ...


Baba'ya Not ' baba memur filan olmamı istemediğin için teşekkürler...

31 Temmuz 2011 Pazar

Asmalımescit

Acayip uyuz oluyorum duruma şu masaların toplanması vs.
Okuduğum kadarıyla onceden bir uyarı yapılmamış cattt diye gelinip toplanmış masalar hatta misafirler otururken yapılmış bunlar.
Çok büyük saygısızlık ulan.
Sayın sevgili Kadir Topbaş ,bu durumun geçici olduğunu belirtmiş yayalara izin verilecek sekilde masalara izin verilecek demiş.
Kimi asmalı insanlarının ve benımde okuyunca ''oyle harbiden lan '' dediğim ''Buralar o kalabalıkla güzel insanlar onun için burda ''  yorumu alkışlattı kendini ,keyfine düşkün tarafımdan :)
Gerçekten oyle kimi insanlar ayakta sokakta ki hayat tarzında takılıyor gayetde mutlular .
Ki herkesler bu kadar mutluyken bence o keyfe limon sıkmanın alemi yok abicimm aaaaaa!!!!!

Son Servis,,,

Gitti son servisini verdi ,
Sükünete çekildi,
Gizemli adamdı,
Karizmatik tarzdı ,
Yok artık dııı!!!
Bizim ülkeyi teget geçen gastronomik olay,
Elbulli...
Kapandı millet dun aksam itibari ile son servisini verdi .Bu bizim dunyanın, yeme içme dunyasının che guevara sı olarak isimlendirilen adam ve restoranı asilce son servisini verdi.
Uzunca bir yazı okudum hakkında bugün zaten akademiye çevireceğini biliyorduk .
Bununla birlikte dunyadan sefleri davet edecekmişş . Akademiye geliştirdikleri teknikleri internet fotograflar vs herşeyi paylacak imiş .
Soyle yorumlar var restorarnın kapanışı ile ilgili:avrupa daki kriz ve elbullinin kapanmasıyla birlikte mutfak turizmi denen sistemin biteceğinden korkarlar avrupa gastronomi insanları ve turizm abileri .
Yani sunu demeye getirirler kii bu adam Carame ,Escoffier kadar onemlı, kesinlikle ama kesinlikle .
Tabi ki oyle benıde cezbeden benı benden alan olayı ise şu ararştırmaya,yenilenmeye verdiği deger .

19 Temmuz 2011 Salı

Pazarcıklar...


Ve şu pazarda domates ısmarlayan teyzelerin olduğu pazar burasıda..:)

Güzel Güzel...

Yeni bir blogda yola koyulmuş buara .Esin Sungur gusto dergisinde güzel yazılar yazar bende güzel güzel takip ederdim şimdi de blog da güzel güzel okuyacağız pazar keyiflerinde.
 Hatta ilk gozunuze çarpacak yazıda ulkenin tüm şeflerini kıskandıran ozel bir davetin yazısı onceden de bahsetmiştim bu davetten mutlaka takipte olun .:)
http://esinsstiletto.blogspot.com/

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Ye iç,Savur,Bitmeyecekmiş Gibi Harcaaa,

Yeni çıkmiş aldınmı?
Gordunmu yeni kıyafetimii ?
Mutlaka almalısın ondan ?
Höyytt!!!
Gülse Birsel in yazısına hitaben ''yeryüzünün son pacmanleri''yiz
Küçük kıyafetler kardeşe, bozuk oyuncaklar tamir için babaya,eski defterler sobaya derkenn ;
hoopp bu donem yani yukarda yazdığım cumlerlerin geçtiği sohbetler
Delicesine savurgan neslin gobeğiyiz Deniz bitti, lüfer bitti, tekir bitti ,av yasağı vardı çayır çayır balık goturuyoruz .
Bizim neslin  pacmanlerin nesli tükeniyor bitti bitiyor ,bilinçli nesil koruyor kolluyor atmıyor değerlendiriyor en azından bu keyif verici!!!

Pazarcı; Gell Bahce Domatess

               -Gel bahce domates gell
               -abla buyur abla bahce domates 5 kg çıktı evin onunde verim hepsini gell
               -Yok kardes bana bi kilo yeterr
2.pazarcı- abla gel yanına bi kiloda salatalık verim yayla salatalığı gel abla.

Hoppidi sabahın 7 sinde yola çıktık 8 de pazardaydık. Çevre koylerden gelen teyzeler, amcalar hepsi yan yana dizilmiş bahcesinden toplamış hıyarını domatesini onları satıyor .
Ama şöyle bi canayakın pazarcılık domatesi koklayınca ''gel yavrum koklama oyle kesiveremde bakıver tadına '' :)
Hiçbirşey almasan  oyle pazarın içinde elini arkada kavuştur salak salak gülümseyerek gezin pazarın içinde .
Teyzeler mesela kendi aralarında da ihtiyacları olan şeyleri takas ederek alışveriş yapıyorlar .
Lafın ozu bizim şimdi de şu forum alanları bilmem neler sosyalleşme alanları varya onları teyzelerim pazar yerlerinde gayet güzel içten yerine getiriyorlar.
Fotografınıda paylaşıcam bikaç güne pazarcı teyzelerin,amcaların :)

29 Haziran 2011 Çarşamba

Varlhona...

Alain ducasse ,Paul bocuse ,Robuchen

Tüm bu ağırlığı kadar çikolata hakeden şeflerin kullandığı bir çıkolata markası varlhona ,güzel satış temsilcileri, iddalı kurumsal duruşları ile sektorde büyük bir boşluğu doldurmuş durumdalar .
Tanıdığım bütün yabancı şeflerin ülkede ki tek tercihi.
bi ara uzun uzun yazıcam bu konu hakkında  sıkıldım bu gece yine ....:)

Carlo Bernardını

Makarnacı açtı...catering şirketi kurdu...diyet catering işine girdi ,Fine dining catering işinde bir numara..
vsvsvs...
Bisürü şeyler,  dedikodu almış yürümüş sektorde,ates olmayan yerden duman çıkmaz .
Adam işini biliyor bikaç yerde okuduğum kadarıylada güzel işler yapıyor .
Verdiği cateringlerin malzemelerinin bi kısmını memleketi ,toprağı :) italya dan getiriyor filan.
Güzel şeyler bunlar ,four season sultanahmet ile girmiş sanırım Türkiye' ye ardından catering firması fln derken güzel çevre yapmış bazı eşi dostuyla ...
Şimdi de büyük bi operasyon almış başını gidiyor sanırım bir restoran belki bi restoran zinciri yakında çıkar kokusu ama güzel işler çıkacak sanırım ortaya ...
yabancı asıllı şeflerden, kaydedeğer şekılde işi götüren şeflerinden biri...

Kadınlar...

Bu sefer Yönetici halleri kadınların .
Her halleri ilginç ancak işi yaparken yonetici halleri...
O merhametlı hallerinden uzaklaşmıyor nasıl evde bi anne ortamı idare edip evin kzının babaya gore yanlışlarını babanın anlayacağı dilde anlatıyor ise yönetici kadınlarda aynen oyle sanırım bunu sadece birinde gormedim birçoğu oyle sanırım.
Bi erkek yonetici nasıl ketum kurallar içinde ise bir kadın yoneticide tam tersine idare eder halde oluyor sanırım .
Ha bu kötü mü ? sanırım değil çünkü olabildiğine sorunların çözümlerini her iki taarafa da anlaşılır uygun biçimde enjekte ediyor yani sistemi yürür halde sorunları kenara alarak çözümleyerek sonuca ulaştırıyor .
Tebrik edilecek ozellikler bunlar her kadında var mı ? bilmemek kaydıyla kesinlikle tebrik edilecek artılar...

24 Haziran 2011 Cuma

5 Haziran 2011 Pazar

Hadi Yazalım ...

Hadi biraz yazı yazalımm...
Baya oldu yazı yazmayalı garip ergen çocuklar gibi buara çok sıkılıyorum lan herşeyden ,o yüzden sanırım bu uzak kalma durumları:)
Neyse pazar gazetelerine bitiyorum,pazar günlerine bitiyorum hatta lan .Bütün şehir tatilde hissettiriyor kendini sezsiz sakin kimse biyere yetişmiyor ,insanlar pozitif ulan!!!
Asıl meseleye gelim herkes bu pazar keyfini yeniden keşfetmiş olacak ki ,gazetelerde pazar eklerini genişletti ,hürriyet pazar da bugün yeme içme ile ilgili acayip bol yazı gordum .Hoşuma gitti doğrusu ,
İlk haber molekuler gastronomiyi inceleyen sorgulayan bir kitap ,amerikalı bir kodamanın 6 cilt halinde bastırdığı ve sadece internetten satılan 600 küsür dolarlık bir kitap ,merak uyandıran bişeye benziyor.
Civan er ,changa nın yıllardır şefliğini yapan isim onun yazısının dipnotu keyifliydi safranlı pişmaniye artık sadece otobüs duraklarında filan olduığunu hatırlattı ,oyle sanırım .
Ve en ilginç haber Mehmet gürs'ün röportajı ,
Mehmet Yaşin yapmış soyleşiyi ,güzel sormuş en onemlısı alaylı ,okullu aşçılar umrumda değil kimin ne olduğu da soyle bi cevap var Gürs'ten
''sadece okullu aşçıların olduğu bir mutfak düşünemiyorum'' boyle bi geçmiş yazının içinde , alınmadım kesinlikle kimse alınmaz ama bu güvensizlik !!! soru işareti yaratır abicim neden güvenemezsin ki biz mimolett e sadece okullu aşçılardık hala oyleler sonuç ulkenin kaydadeger gastronomik restoranlarından biri :)

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Knorr...

Biraz zaman geçsinde oyle yazmak istedim...:)
Marco pierre white, kahramanların arasında efsane gibi bahsedelir hikayeleri.
Aşçısı sıcaktan yakındığı için gomleğini parçalayıp tekrar istasyonuna çalışmaya sokan ,evlendikten sonra,çocuğu doğduktan hemen sonra ,mutfağa donup servise giren bi sef.
Kahramanlar arasında yemeklerinin yanında mutfakta yapılan dedikoldular içinde.
Efsane ''V for vendetta ''gibi  bişi :)
Çat !!! 
Knorr reklamı ile karşınızda '' en iyi yemek için mutlaka knorr'' bişiler soyluyor işte .
İşte bizimde yaşadığımız şey .Bu ülkede ciddi anlamda iyi işler yapan bi şef knorr reklamlarında ve daha da devamı gelecek.
Eminim ki mutfağında kullanmıyor, kullanmamalı ancak bu durum idealist düşünceleri tamamen suya düşürüyor.

 Bu knorr da çok para var heralde ...

8 Mayıs 2011 Pazar

Yorumunuz...

Buara salt bistoroyu ekiple birlikte oturtuyoruz yavaş yavaş.
Olacak sancılı günler ama güzel olacak...
İyi hissediyorum kendimi olmayan bir mutfağı yoktan oluşturmak .Sisteminin başında olup, düzene sokmak bana gore kendimi sınamak demek ,düzeni oturmuş bi mutfağı terkedip herşeye  sıfırdan başlamak  aylar yıllar sonra tekrar  aşık olmak gibi  heyecan :) umarım güzel de olacak .
Herneyse konuya geleyim başladım mı kopuyorum bazen konudan .
Yorumunuz !!!
Bir yemek ben kendi işim olduğu için yemek ile orneklendiriyorum .Bir yemek sadece duymuşsunuz okumuşsunuz biyerde ana ürününü ana malzemesine dokunmamışsız bile.
Eeee ulan ne diye sadece okuduğun gorduğun şeye dakikalarca yorumlar yaparsınız.
Bugün gazete de çaptan düşen laflar diye geçmekteydi ancak kullanıcam '' bilgi sahibi olmadığınız konuda fikir sahibi olmayınız''!!!!
çok konuşan adam boş konuşan adamdır...
yani abartmayın ulan bu tiki concon halinizi biri sizi kırmamak için susuyorsa sizde bokunu çıkartmayın abicim gevezeliğinizin....

27 Nisan 2011 Çarşamba

Babam...

Son istasyon ....
Levent Kırca nın filmi denk geldim ,oylece erken çıkmışken mutfaktan .Bi babanın çocuklarıyla yaşadıklarını anlatan bi film.
Oyle içten ,oyle sahiplenen bi film ki .
Büyüttü, yorgun argın geldi fırçaladı sonunda annenize sarılıp soyledi :''bu çocuk ne olacak boyle bak şimdi de aşçı olmaya kalktı''.
Ne halt ettiyse iyiliğim için iyiliğiniz için istedi .
Herşeye rağmen çocuğum evladım deyip sahiplendi.
Afedersiniz de  ,siktirin gidin ''hayır'' deyip
-'' ben kendi başıma çıktım''
-'' ben  herşeyi tek başıma yaptım '',deyip de saçmalaya çalışırsanız .
O kadar ruhsal, o kadar bu dunyadan olmayan içsel duygular ki ,büyüdükçe anlaşılan .
Büyüdükçe yakınlaşan duygular bunlar.
Ben baba olmak istemiyorum ben babam kadar iyi bi baba olamayacağımı bildiğim için baba olmak istemiyorum sanırm...

22 Nisan 2011 Cuma

Le Chateaubriand

Piyasa belli oldu yeniden :)
İlk elli restoran yeniden yayınlandı .
Artık delicesine belli molekuler gastronomi salt olmayan ürünler düşüşte ve yavaş yavaş silinip gidecek.
Noma birinci ,saygı duyduğum inandığım bi restoran ,alinea altıncı sıraya düşmüş bu da tozlar ıvır zıvırın düşüşünü gostermekte bence .
Ve klasik mutfak fransız tarzı restoranların sıraları ilginç. Tabi ki bitmeyecek bitemez ama ''yenilikçi yerel mutfak'' ,boyle bi tarz oluşmakta ve bu klasiğin onune geçmekte elbette ki bunlar geçici akımlar ama bana gore güzel değişimler bunlar
Ve en onemlisi duruşu ve ve tarzıyla benı benden alan bi restoran'' le chateaubriand ''  fransa da pariste
'' inakı aizpitarte'' adında bi şefin  .Bana gore  anlamı ne biliyormusunuz o restoran '' kasmayan gastronomi''
Bi araştırın, eminimki aynı fikirde kadeh tokuşturacağız.

19 Nisan 2011 Salı

Can Dostum,

Altı yedi yaşından bu yana arkadaşım .Can dostum bütün hayatımı bilen dostum.
Benımde  onun hayatına dahil olduğum ailesini, geçmiş sevgililerini, çok sevdiği sevgilisini,kardeşini ,çok sevmeye başladığı mesleğini  herşeyini bildiğim bi dostum ,arkadaşım .
Ve o arkadaşım babasını kaybetti .
Çok zor ,ben kabullenemedim arayamadım  arayamadığım için kendimi hergun kotu hisettim,aradım kelimeler tıkandı kaldı iki dakika boyunca 2 cümle ancak kurabildim .
Büyümemişim daha olgunlaşmamışım o kadar sevdiğim arkadaşımın hayatında boyle bi eksiği dolduracak kadar olgunlaşmamışım daha.Ozur dilerim bunun için ama boyleyim işte biliyor o benı.
Soyleyecek çok sey yok.Çok seviyorum kardeşim seni .
Cnr Çkr...

9 Nisan 2011 Cumartesi

Açtık..:)

Ve sonunda açtık ismi ''Salt'' öz, natural özünden başka katılmamış anlamı.
İkibin bilmem kaç kişilik bi catering ve bir haftalık çalışma demek açılış. ve sabah beş de mutfakta olmak demek..:)
Herneyse, Garanti bankası kültür sanat binası içinde restoran, odakulenin hemen yanında tarihi bi bina 3 katı sergi alanı ve sokağın devamı ve forum alanı şeklinde düşünülmüş giriş katı.O alanın hemen üstünde restoran ve sergi alanı var.
Başlangıçta Hüseyin Bahri Alptekin sergisi ve onun hayatında yer alan onemlı sanatçılar .
Ha bide restoranın en keyifli hali şu olacaktır sanırım.
Her sergi sanatçısıyla birlikte bir menu yapılacak üç kalemlik menuler olacak bunlar .Diyelim ki sergi sanatcısı Fransız , Fransa'nın güneyinden Cannes  yemeklerinden bir menu yapılacak ve tabi ki bir sirkülasyon olacak sürekli her sergi ile birlikte yeni menuler yeni adrenalinler :).
Beklerim mutlaka
Salt Beyoğlu

3 Nisan 2011 Pazar

Mastercheff ....'''Amanınn show bunlar gerçek olamazzz '''':)

Millet yağdırıyor masterhef e
'' mutfaklarımız boyle değil ,o adam mutfakta oyle olamazzz ''
''Bizimm mutfaklarımız el bebek gül bebekk ''
''Korkmayın gençler gerçek mutfaklar boyle değil show bunlar''
Bunların herbiri internette orda burda hatta okan ın programında duyduğum cumleler:):)
Hadi lan ordan ana sınıfı ogretmelığımı bu iş:) Ne demek bizim mutfaklarımız oyle değil neden oyle değil oyle olmalı olmayan yerlerde.
Gozlerinin kanlandığını biliyorum bağırmaktan .Yurtdışı her şef adayının kariyer planında vardır orda napacaksınız gençler şimdi korkmayın diyorlar  hadi mutfaklarımız oyle değil oraya gidince e yapacaksınız.
Bence en kotusu için hazırlayın kendinizi .
Zaten oyle olmalı biz duygusal milletiz ondan bu kadar garip gelmesi yadırganması .
Servis saati herşey mubahtır abicim, hani el bebek ,gülbebek kız çocuğu gibi olmayan mutfaklarda .
Zaten o manyaklığı üstüne basarak soyluyorum manyaklığı stressi kaldıramıcak olanda çalışmasın oyle mutfaklarda bulunmasın ama peşinden koştuğunuz cv attığınız mutfakların çocuğunun şefi oyle manyak hasta adamlar onuda bilin  .

AÖF......,AQ

Nisan ayına açıkogretim sınavıyla başladık .Başlamasak daha iyiydi ,uyuzum ya ben bu açıkogretim muabbetine herşey batarmı abicim .
Sınav saati salonun orda sıradayım sağ taraftan sıra ayrılıyor izdihamın içine doğru bi kalabalık var ,millet telefonunu teslim etme telaşındaymış .Nasıl bir sistem onuda anlatayım adam o yoğunlukta ağzıyla bant yırtıyor parçalıyor artık neyse sonra kenarda kağıt musbettelerine yazılmış numaralar var telefona yapıştırıyor aynı numarayıda ,kopyasınıda size veriyor .
Sonradan ogreniyorum bikaç arkadaşımın salonunda da alınmış masalara konmaları istenmiş sadece.
Diğer taraftan kalem temin ettiğini düşünüp aöf nin kalem getirmeyenler vs koşturanlar kalem diye koridorlarda. (aöf ismindende kısaltmasındanda nefret ediyorum lan )
Neyse açık açık soruyorum abicim bi bok ogrenen varmı bu AqÖF den . Üniversite mezunu olmak için biyandan çalışıp, biyandan bitirenlere saygı duyarım eyvallah .Ama onemlı olan bişey ogrenip ogrenmediğin .
Ben cv mi yazmayacağım açıkogretim saçmalığını benım gibi biçok arrkadaşımda yazmayacak .

18 Mart 2011 Cuma

Gastronomik Hacılar ....

Yeni bir restoran dünyaca ünlü herkes onu konuşuyor vs.
Yemek meraklısı sapık tipler için bir mabet meraktan oldurebilir gidilmediği takdir de.
Gazete dergilerde çıkan yazılar kenara ayrılıp ozenle dikkatle okunur filan  o restoranla ilgili.
Sonra ozel insanlar davet ediilir o restoranı ziyaretin ederken eşlik etmeleri için .Zira ozel bir restoran ozel bir deneyim onlar için .
Hııh işte onların yeni adı gastronomi hacıları .
Gidip  restoranların tabağına çanağına dokunarak ,yemek yiyerek gastronomik hacı oluyorlar  bu insanlar.
Biz burda ne gorevdeyiz peki ,hemen soyleyeyim
Bizde o restoranlarda o yemek delileri sempatik tiplerin hacı olduları restoranlarda yemek yapan ,onları hacı yapan tipleriz :):)

8 Mart 2011 Salı

Yıldızlı Misafir...

Bugün mutfağımızda yıldızlı bir şef vardı 12 kişiye yemek yaptık .Soneil BAHADOER hint asıllı hollanda da bir yıldızlı bir restoranı olan bir şef restoranının adı da De lindehof .Kırk kişilik bir restoran ogle ve akşam servisi tek oturumla günü kapatıyorlarmış.Şık olması gereken gibi bir fine dining .
Pekala...
Bu gecenin sonundamı ?? alkışlarla biten bir yemek .Hint baharatlarını her yemeğinde kullandı ancak o kadar doğru ,olması gerektiği gibi kullandı ki soylenecek soz yok.

Sekiz course verdik herbirinde ince bir japon esintisi ve mutlaka hint baharatları vardı .Pişirme teknikleri birebir aynı olmasa da birkaç kalemi saymazsak aynıydı.

Öğrenecek çok şey var daha geberip gidene kadar mutfaklar da çok şey var...

6 Mart 2011 Pazar

Restoran...ım

Yeni bir heyecanla geçiyor gunler son bir aydır.Keyifli bir yorgunluk bu .
İkinci restoranı ,ikinci çocuk heyecanı gibi olmalı.
Nisan ayı içinde açacağız .Baştan aşağı herşeyi  ile heyecanla lgilendiğim bir restoran oluyor .
Biraz bahsedeyim  hemen ,yaklaşık yüz kuverlik bir restoran , brasserie tarzında bır duruşu olacak , el yapımı makarnalar ,guveçler yani Mimolett'e gore biraz daha tanıdık ancak bir o kadar da lezzetli bir menu olacak.
Açılışa az kaldı o açılıştaki koşturmaca da benı en az restoran kadar heyecanlandırıyor açıkcası .
Bağrışmalar ,koşuşturmacalar her zaman açılışlar yorucudur ama unutulmazdır restoranlar için .
Bu açılışında bulunduğum dördüncü işletme her seferinde aynı heyecan aynı keyifli haylazlık hali .
Ha tabi bu deneyimler zamanı gelince açacağım restoran için mükemmel simulasyonlar oluyor benım için .:)

2 Mart 2011 Çarşamba

Cuma'ya Gittik Geleceğiz!!!!!

Teknik bir arıza nedeniyle bir süre kapalıyız .
Hayırr kapatıldıkkk.!!!!
Başlıkta tam bu siteleri kapatanlara uygun oldu heralde...
Ulan abicim nedir bu ya ,neyin yasağı, adamlar blogger veya blogspot sitenin kendileri açıklama yapıp içeriğe karışmıyoruz diyerek işin içinden çekiliyor ise bunun adaleti tamamen erişimi engellemek midir????

Komik ....

27 Şubat 2011 Pazar

Sapık Gastronomi...

Lezzetin sizi orgazm noktalarına kadar çıkardığı birçok ürün insanoğlunun ürüne uyguladığı dışardan etkenlerle gerçekleşiyor,kobe beef,foie gras ve en sonuncusu sapık damak zevklerinin fantazilerini tatmin eden bir ürün duyduğum da benımde yok artık abicim dediğim ortolan .
Belki tatsam bu kadar uzak durmayacağım ancak anlatırken oldukça uzak benım mutfağıma .
Hemen anlatayım :Ortolan kuşu ,daha çok Avrupa da gorulen yakalandıktan sonra kutu içinde bi delikten uzatılan yem ile hareket edemeyecek kadar iki hafta süreyle yedikten sonra ,bu noktası onemlı : armanyak veya konyak ta boğularak oldurulen ve oldukten sonra bikaç gün içinde dinlendirildikten sonra bütün olarak iç organlarıyla bütün halde servis edilen bir kuş .
Adı L'Ortolan olan bir restoran dahi var.
Şimdi bunları yaptıktan sonra yemek masasında, şarap ,gümüş takımlar vs. olabildiğine zarif ,şık bir masa derken bu kuşu yerken misafirler başlarından aşağıya peçete ortuyorlar!!!
Artık o nokta  da sapıklığa kaçıyor damak zevki  .

Tatmadan yazmak çok kolay bakalım tadınca neler hissedeceğim ...

26 Şubat 2011 Cumartesi

Sufle...

Pastane ,kolay kolay yazmadığım konu başlığı. Bugun bi arkadasım çaktırmadan sufle reçetesi isteyince hatırladım değerini tekrar.
Şeflerin menülerine gururla koydukları  bir tatlı sufle,zira ne kadar piştiği ne kadar kabardığı, her noktası şefin kabileyetini gosterir .
Bununla birlikte  bilinmesi gereken bikaç şey,sufle diye satılan o alimünyum kaplarda pişirilip ters çevrilerek servis edilen şeyler sufle değil bi nevi kek sayılır  .Şeflerin olçutlerinde baz almayın  o kekleri.
Sufle: kendi  kabında pişmesi gereken içi akışkan olan en az kabından yarım parmak  kadar yükselmiş olan saygı duyulması gereken bi tatlı .
Gittiğiniz restoranda gerçek bi sufle varsa kaliteli bi restorandasınız demektir .Şefine saygı duyarak gozunuzu kapatıp keyfini çıkarabilirsiniz o anın :)

21 Şubat 2011 Pazartesi

Cirque Du Soleil..!!!

Türkiye'de geçen haftadan bu yana her günün gazetesinde,her haftalık dergide haber olan bir gosteri herkesin de dilinde.Bunun üzerine gorduğum bir yorum '' samimyetle cevap verin bir ay once haberleri çıkmadan once kaçınız biliyordunuz cirque du soleil??'' ... :):)doğru be abicim :)
Kanada da yirmi sokak dansçısıyla kurulmuş  şuan ise dunya çapında bin ikiyüz danscısı varmış bünyelerinde .Şubeli sirk lafın kısası .
Şimdi ordan kopup apayrı bi başlığa gideceğiz ''galakside beşyüz milyon canlı'' Nasa'nın son saçmalıklarına gore galakside yani bizimde içinde bulunduğumuz samanyolunda ne çok soğuk ne çok sıcak yani yaşanacak formda  bilmem kaçbin adet yaşam formu ve tam beşyüzmilyon canlı olmakta imiş .!!!
Şimdi Cirque du soleil  ve delirircesine hayalini  kurduğunuz gezegenlerin yemeklerini gıdalarını, ürünlerini hayal edin !!!hayal gücünüzü, normalken düşenemeyecek kadar zorlayın :)
Sebze çeşitleri ama sadece müzikal ile yetişen ve yediğinizde bedensel ve ruhsal duyularınız tatmin eden mesela ağzınızda dönüştururken size bişeyler duyuran meyveler onları işlerken hikayelerini bilen aşçılar ve hikayelerini bildikleri için o ürüne sonsuz saygıyla yaklaşan deli tipleri düşünün...
Ütopik yazıyoruz ,düşünüyoruz bu gece :)

4 Şubat 2011 Cuma

Televizyon Programları 2

Uzuuun zaman oncee yazmıştım televizyon programları adı altında bir yazı ,yemek programları yani.
''Aynen dediğim gibi oldu ''diye ukala ukala yazmayacağım tabi :).
Ancak aynen dediğim gibi oluyor yavaş yavaş.:)
Yakında show tv de başlayacak olan ''master chef ''bu ilk adım olacak gibi duruyor ve umarım yemekteyiz gibi bir facia olmaz .Devamıda gelecek eminim bu programların Hells kitchen gibi Top chef gibi yabancı formatlı alıntılar gelecektir .
Soylemek gerek kaliteli olduktan sonra keyifli olacaktır herbiri...

Deniz...

Bir hafta yazmamak demek o hafta yorulmak ,beynini işlerden patlatmak demek ...:)
Bide cuma günü akşam bu saatlerde yazmak demek?? ,O işleri rayına oturtmuş menuyu değiştirmiş ve düzeni hepberaber oturtup ,bugünde biraz kafa dağıtmayı haketmiş olarak yazan Deniz bugün ki Deniz..:)
Bikaç yazı okudum bugün kahvaltı keyfinde şu annemin masa ortuleriyle aynı olan sıcak şirin kahvaltı evinde :) neyse dağıtmayayım konuyu, bir restoranla ilgili bikaç değişik yazı restoranın menusunu biliyorum .İlk yazıda tatlılardan birini ovmuş bir gurme ove ove bitirememiş yalnız anlattığı tatlı bir sufle yazıda tart ürünü bir tatlı olarak bahsetmiş yanlışlık heralde derken restoranı adınıda yanlış yazmış .
İkinci yazı, Gusto dergisi şubat sayısı onlarda güzelce anlatmışlar yemeği aynı restoran buarada, bu sefer ismi restoranın ismini yanlış yazmışlar .
Şimdi bu ne demek özensizlikmi yoksa başka bişey??.Bence  bu emeğe saygısızlık demek abicim emeğe saygısızlık demek en kısası!!!
Komik...
Ve bahsetmek istediğim bişey daha , restoranlarda ki tadım menuleri gitgide artmakta ve artmalıda cintemani,agatha,topaz,lamouette,aklıma gelenler bunlar ,şefin vitrini ,şefin en iyi kartlarıdır tadım menuleri,eğer varsa gittiğiniz restoranda yemeğiyle isminden soz ettirmeye çalışan bir restorandır o restoran.

Ve ikinci değişim yakında sadece tadım menuleri sunan restoranlar çıkacak ortaya.Ancak iş yapacak mı yapmayacakmı zaman gosterecektir işte o restoranlar iş yapmaya başladığı zaman bişeyler değişmeye başlamış demektir biraz umutlanabiliriz istanbul da gastronomi için ....

23 Ocak 2011 Pazar

Cipriani ...

Bir adım daha attı sanki istanbul yeme içme eğilimleri...
Cipriani italyada 1930 bilmem kaçta venedik te açmışlar ilk defa ...hatta  carpaccio yu ciprianilerin kazandırdığı rivayetleri var ortalıkta...Bana gore her biri birer pazarlama taktiği ama güzel taktikler...
Türkiye de güzel ses getirdiler ,yer olmadığını biliyorum hatta dört yüz kişi rezervasyon olduğunu biliyorum arasıra yüzseksen kuverlik restoranda .
Doğru bi politika mı? tabi ki değil yapıcı eleştiriyle yaklaşayım ...
Bir sürü yazı okudum cipriani ile ilgili birçoğu güzel şeyler ,yalnız sadece 2 yazı okudum yemekler hakkında olumsuz biri yemekle çok fazla alakası olmayan ''Kutluay'' dan yorum aynen şu ''yemeğimi yere düşürüp sonra tekrar tabağa koymuşlar gibi '' diğer okuduğum yazı ise güngör uras ın yorumu '' o kadar para ve soğuk rengi değişmiş bi lezzetsiz sebzeler ''
Bunlar  bu yorumlar o delicesine doldurulan restoranın double oturum üstüne bide 40 kişi almanın etkileri değiştirilmeyecek minik ayrıntılar değil...
U:marım bu başarı ,açılış etkisi balon olarak kalmaz. Zira boyle restoranların başarısı diğer gastronomik yatrırımlara önayak olacaktır...

18 Ocak 2011 Salı

Macaron ...Leduree

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16775539&yazarid=10&tarih=2011-01-16

Askerlik yapmamış biri olan ben için  ,geçmişinde asker olduğunu olduğunu unuttuğum yazar  için (pazarları) ,oldukça keyifli yazırlar pazar yazıları....

15 Ocak 2011 Cumartesi

Kocaman bi çanta ...

Kadınların o karıştırmaktan bıkmadıkları çantaları ve erkeklerin sadece kıçlarındaki sağ cepleri ....
Kadınların o dibi olmayan çantaları ve erkeklerin o dünyayı sığdırdıkları sağ kıç cepleri.
Cüzdanları abicim o cüzdana dünyayı sığdırırken kadınların o bavul modunda yaşayan çantaları,karıştırdıkça derinleşen içinde kayboldukları çantaları...
Şu kadınların hazırlanma sürelerine zaten deli olurken bide şu alışverişte vs. dk larca kurcaladıkları çantaları içinden dünyaları çıkartabilecekleri kadar kapsamlı ve derin çantaları ...
Komediler lafın kısası ...
Buarada o kıçımıza sığdırdığımız cüzdanlarımıza da gıcık olmaktalar imişşşş kadınlar!!!!
Biyer de okuyup ...Okuduktan sonra da bi çok kişiye sorduğum ,cevabını da beklediğim yonde aldığım bi konu başlığı aslında... o kıçımızda ki çııkıntı ya sinir oluyorlar imişşş!!!!
Erkeklerin cüzdanlarını yani dünyalarını sağ kıç ceplerine koymalarına deli olmaktalar imiş kadınlarrr!!!
Siz o kara delik çantalarınızla ,biz o kıçımızda taşıdığımız koca dünyayla.
 Erkekler,kadınlar arasındaki farkı çaktırmadan yaşayarak hayatımıza devam etmek en güzeli sanırım ....:)

Tuz Damağı,

Restoranda , tuz blogumuzu anlatmak için kullandığımız tabir, tuz damağı.
Masada tuz olmayan bir restoranda sorumlu olarak çalıştığımı düşünürsek ,biraz sorumluluk isteyen bir durum .
Normalde tuzlu yemek yiyen bir aşçıyım hatta gittiğim her restoranda yemeklere tuz attığımı farkediyorum .(''Çiya'' hariç)
Masada tuz olmayan restoran dedim ya,sanmayınki tuz isteyen olmuyor elbette ki oluyor yalnız bu yüzde onluk kesimi temsil ediyor .
Buda masaya giden 5 çeşit tuzla sakinleştiriliyor.
Şoyle soracağım size ,gittiğiniz restorandaki şefi onunuze gelen her yemeğe attığıız tuzla denkleştirin.
Onune gelen çorba ...
Onune gelen ara...
Onunu gelen ana yemek ...
Hepsi bir bütünü sunacak onünüze ...
değerlendirmek için bir bütünü ele alın , bunların bütününü değerlendirin ve notlandırın dostlarınıza onermek için bu baz alacağınız ilk detay olsun...
Tuz bir yemeğin temel taşları diyebiliriz...

9 Ocak 2011 Pazar

Ekmek Yoksa Pasta Yiyin!!!!!

Yer Las vegas ,beşbin dolarlık yemeğe ikram olarak petrus açmaktalar imiş !!!
Bi zahmet lan !!!Las Vegasta bi restoran beşbin dolarlık bir hamburger satıyormuş kobe beef truf mantarı brioche ekmeği ve taze patates kızartması ile ...
Artık hamburgerin fast food yemeği olmaktan çıktığını felan anlatmışlar bunu yaparken deeee...
Ulan bilmem kaç bin dolar verip o güzelim kobe beef in hamburger haline getirilmiş halini yemek bana hamburgerin fine dining bi yemek olabileceğini anlatmaz ki!!! Kimseye anlatmaz lan !!!
Beş bin dolar yazınca yanına bide fotograf karesine petrus u yerleştirince altta da keten masa ortusu ,fine dining olmuş heralde ...
Yazık etmeyin oyle güzelim etlere, şaraplara boyle abuk subuk fantazilerle!!!!

Ertuğrul Özkök...

Yine keyifli bir pazar yazısı ...:)

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16718454.asp?yazarid=10

5 Ocak 2011 Çarşamba

Kahvaltı...

Ailemin yanında yaşarken vageçilmez zamanlardı.Ozelliklle pazar sabahları ben yorganın içine gomuldukçe ,babam başımda soylenirken daha çok sesini yukseltirdi...
Sonunda da sabahın sekizinde benı kaldırır gozlerim yarı mahmur ,borek felan almaya giderdik beraber.Evde o sırada tatlı bi masa hazırlama telaşı annem erkenden kalkmış bisürü şeyler hazırlamış.Birçoğunuda babam istemiş sabahın şafak sokmediği vakitte kalkıp .:)
Çok keyifli zamanlardı şimdi düşünüyorum da yediğim en güzel zeytin ,reçel çok basit şeyler, hiçbirinin benzerini tatmadım o kadar lezzetlisini .Şu kadar zaman geçti .
Şimdi de uzun zamandır her pazar gittiğim bi kahvaltı evi var Beşiktaş'ta artık çalışanları sahibini tanıdığım insanların olduğu,birazda olsa o okul yıllarımdaki pazarları hatırlatıyor bana tatlı bi koşuşturmaca ama herkes birbirini tanıyor o küçük dükkanda.Çok keyifli ince huzurlar bunlar.
O zamandan kalma bana pazar günleri hep kutsal geliyor ,aileye duyulan aşktan gelen bi kutsallık sanırım...

2 Ocak 2011 Pazar

Sarhoşken çok sahiciyim...

Vazgeçtiğim zamanlarda ,çok kaçırdığım zaman şarabı .
Yoksa yarın sabah uyandığımda utanacağım şeyler soyleyebilirim şaşırmayın .
Yalancıyımdır sarhoşken ama bana inan sarhoşken en sahiciiyimdir .
Coşmuş kalbim offf nal gibiyim.
sağır kör gorunur kalbim aslında, iyi biriyim.
bilirim aşk sicilim çok kirlidir ,sadaket konusunda da çok iidalı değilim ama bu kez farklı olsun die, sen denersen bende denerim !!!


bu adam bu şarkı yazmış olmuş  ...
ben şuan sarhoşum diye yakın bulduğum bi şarkı olmuş sanırım...
Yok ayıkta dinledim güzel bendne bi parça bunu yazdığımda şuan tarih 08.06.2014:)

Bir Şefin Yeni Yıl Programı...

Ahmet Hakan Yılbaşı arefisini anlatan bir yazı yazmış bu pazar.Vazgeçilmez keyif günü pazar benım için,aklımdan geçenlerle keyfimi pekiştiren bir yazı olmuşş.Ona benzer bir yazı dokersek bir şefin yeniyıl arefesi nasıl geçebilir.Nasıl geçebilir lan oyle meraklı meraklı bakıyorsunuz !!!
Saat sabah 10.00 işbaşı :onceki gün yapılan planlamada alalade bir kağıda yazılmış listeye bakarken, günün kutsal kahvesini içerken biyandanda iş dağılımı yapıyoruz dolapta pişmeyi bekleyen hindiler oglen rezervasyonu akşama ozel monunun hazırlıkları vs...
Oglen 13.00: Oğlen misafirlerinin karınlarını doyurup gorsel duyularını yemeklerle tatmin ettikten sonra Bozok'la birlikte hindilerin fırınlanması personel yemeği için yaptığımız hindinin oksuz civciv gibi kalması (dikkatimizi çekmişti ama yapacak birşey yok o saatten sonra ) halbuki o kadarda ozenmemize ragmen personel yemeği içinnn !!!!!!!

Boyle saat saat anlatacak değilim heralde lan aşçı yemek pişirir boyle günlerde bilmiyorsunuz sanki.Bozok'un yazızında yazdığı gibi '' asosyal, herkesin tatilinde ,en yoğun zamanınız sizin vs.vs.''
Yok oyle filmlerde veya başkalarının anlattığı gibi '' 12 den sonra çıktık abi salona misafirlerle eller havaya '' yok lan oyle bişey çalışmayın zaten oyle biyerde .
Neyse arada atlamışız saatleri mutfakta koştururken bi baktıkki yeni yıl olmuş şampanya patlatırken bulmuşuz kendimizi mutfakta:)
Kadehleri güzel bi yıla kaldırdık hep beraber.Umarım hepiniz içinde güzel bir yıl olur hiç olmayan kadar güzel keyifli...