29 Haziran 2011 Çarşamba

Varlhona...

Alain ducasse ,Paul bocuse ,Robuchen

Tüm bu ağırlığı kadar çikolata hakeden şeflerin kullandığı bir çıkolata markası varlhona ,güzel satış temsilcileri, iddalı kurumsal duruşları ile sektorde büyük bir boşluğu doldurmuş durumdalar .
Tanıdığım bütün yabancı şeflerin ülkede ki tek tercihi.
bi ara uzun uzun yazıcam bu konu hakkında  sıkıldım bu gece yine ....:)

Carlo Bernardını

Makarnacı açtı...catering şirketi kurdu...diyet catering işine girdi ,Fine dining catering işinde bir numara..
vsvsvs...
Bisürü şeyler,  dedikodu almış yürümüş sektorde,ates olmayan yerden duman çıkmaz .
Adam işini biliyor bikaç yerde okuduğum kadarıylada güzel işler yapıyor .
Verdiği cateringlerin malzemelerinin bi kısmını memleketi ,toprağı :) italya dan getiriyor filan.
Güzel şeyler bunlar ,four season sultanahmet ile girmiş sanırım Türkiye' ye ardından catering firması fln derken güzel çevre yapmış bazı eşi dostuyla ...
Şimdi de büyük bi operasyon almış başını gidiyor sanırım bir restoran belki bi restoran zinciri yakında çıkar kokusu ama güzel işler çıkacak sanırım ortaya ...
yabancı asıllı şeflerden, kaydedeğer şekılde işi götüren şeflerinden biri...

Kadınlar...

Bu sefer Yönetici halleri kadınların .
Her halleri ilginç ancak işi yaparken yonetici halleri...
O merhametlı hallerinden uzaklaşmıyor nasıl evde bi anne ortamı idare edip evin kzının babaya gore yanlışlarını babanın anlayacağı dilde anlatıyor ise yönetici kadınlarda aynen oyle sanırım bunu sadece birinde gormedim birçoğu oyle sanırım.
Bi erkek yonetici nasıl ketum kurallar içinde ise bir kadın yoneticide tam tersine idare eder halde oluyor sanırım .
Ha bu kötü mü ? sanırım değil çünkü olabildiğine sorunların çözümlerini her iki taarafa da anlaşılır uygun biçimde enjekte ediyor yani sistemi yürür halde sorunları kenara alarak çözümleyerek sonuca ulaştırıyor .
Tebrik edilecek ozellikler bunlar her kadında var mı ? bilmemek kaydıyla kesinlikle tebrik edilecek artılar...

24 Haziran 2011 Cuma

5 Haziran 2011 Pazar

Hadi Yazalım ...

Hadi biraz yazı yazalımm...
Baya oldu yazı yazmayalı garip ergen çocuklar gibi buara çok sıkılıyorum lan herşeyden ,o yüzden sanırım bu uzak kalma durumları:)
Neyse pazar gazetelerine bitiyorum,pazar günlerine bitiyorum hatta lan .Bütün şehir tatilde hissettiriyor kendini sezsiz sakin kimse biyere yetişmiyor ,insanlar pozitif ulan!!!
Asıl meseleye gelim herkes bu pazar keyfini yeniden keşfetmiş olacak ki ,gazetelerde pazar eklerini genişletti ,hürriyet pazar da bugün yeme içme ile ilgili acayip bol yazı gordum .Hoşuma gitti doğrusu ,
İlk haber molekuler gastronomiyi inceleyen sorgulayan bir kitap ,amerikalı bir kodamanın 6 cilt halinde bastırdığı ve sadece internetten satılan 600 küsür dolarlık bir kitap ,merak uyandıran bişeye benziyor.
Civan er ,changa nın yıllardır şefliğini yapan isim onun yazısının dipnotu keyifliydi safranlı pişmaniye artık sadece otobüs duraklarında filan olduığunu hatırlattı ,oyle sanırım .
Ve en ilginç haber Mehmet gürs'ün röportajı ,
Mehmet Yaşin yapmış soyleşiyi ,güzel sormuş en onemlısı alaylı ,okullu aşçılar umrumda değil kimin ne olduğu da soyle bi cevap var Gürs'ten
''sadece okullu aşçıların olduğu bir mutfak düşünemiyorum'' boyle bi geçmiş yazının içinde , alınmadım kesinlikle kimse alınmaz ama bu güvensizlik !!! soru işareti yaratır abicim neden güvenemezsin ki biz mimolett e sadece okullu aşçılardık hala oyleler sonuç ulkenin kaydadeger gastronomik restoranlarından biri :)