23 Ocak 2011 Pazar

Cipriani ...

Bir adım daha attı sanki istanbul yeme içme eğilimleri...
Cipriani italyada 1930 bilmem kaçta venedik te açmışlar ilk defa ...hatta  carpaccio yu ciprianilerin kazandırdığı rivayetleri var ortalıkta...Bana gore her biri birer pazarlama taktiği ama güzel taktikler...
Türkiye de güzel ses getirdiler ,yer olmadığını biliyorum hatta dört yüz kişi rezervasyon olduğunu biliyorum arasıra yüzseksen kuverlik restoranda .
Doğru bi politika mı? tabi ki değil yapıcı eleştiriyle yaklaşayım ...
Bir sürü yazı okudum cipriani ile ilgili birçoğu güzel şeyler ,yalnız sadece 2 yazı okudum yemekler hakkında olumsuz biri yemekle çok fazla alakası olmayan ''Kutluay'' dan yorum aynen şu ''yemeğimi yere düşürüp sonra tekrar tabağa koymuşlar gibi '' diğer okuduğum yazı ise güngör uras ın yorumu '' o kadar para ve soğuk rengi değişmiş bi lezzetsiz sebzeler ''
Bunlar  bu yorumlar o delicesine doldurulan restoranın double oturum üstüne bide 40 kişi almanın etkileri değiştirilmeyecek minik ayrıntılar değil...
U:marım bu başarı ,açılış etkisi balon olarak kalmaz. Zira boyle restoranların başarısı diğer gastronomik yatrırımlara önayak olacaktır...

18 Ocak 2011 Salı

Macaron ...Leduree

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16775539&yazarid=10&tarih=2011-01-16

Askerlik yapmamış biri olan ben için  ,geçmişinde asker olduğunu olduğunu unuttuğum yazar  için (pazarları) ,oldukça keyifli yazırlar pazar yazıları....

15 Ocak 2011 Cumartesi

Kocaman bi çanta ...

Kadınların o karıştırmaktan bıkmadıkları çantaları ve erkeklerin sadece kıçlarındaki sağ cepleri ....
Kadınların o dibi olmayan çantaları ve erkeklerin o dünyayı sığdırdıkları sağ kıç cepleri.
Cüzdanları abicim o cüzdana dünyayı sığdırırken kadınların o bavul modunda yaşayan çantaları,karıştırdıkça derinleşen içinde kayboldukları çantaları...
Şu kadınların hazırlanma sürelerine zaten deli olurken bide şu alışverişte vs. dk larca kurcaladıkları çantaları içinden dünyaları çıkartabilecekleri kadar kapsamlı ve derin çantaları ...
Komediler lafın kısası ...
Buarada o kıçımıza sığdırdığımız cüzdanlarımıza da gıcık olmaktalar imişşşş kadınlar!!!!
Biyer de okuyup ...Okuduktan sonra da bi çok kişiye sorduğum ,cevabını da beklediğim yonde aldığım bi konu başlığı aslında... o kıçımızda ki çııkıntı ya sinir oluyorlar imişşş!!!!
Erkeklerin cüzdanlarını yani dünyalarını sağ kıç ceplerine koymalarına deli olmaktalar imiş kadınlarrr!!!
Siz o kara delik çantalarınızla ,biz o kıçımızda taşıdığımız koca dünyayla.
 Erkekler,kadınlar arasındaki farkı çaktırmadan yaşayarak hayatımıza devam etmek en güzeli sanırım ....:)

Tuz Damağı,

Restoranda , tuz blogumuzu anlatmak için kullandığımız tabir, tuz damağı.
Masada tuz olmayan bir restoranda sorumlu olarak çalıştığımı düşünürsek ,biraz sorumluluk isteyen bir durum .
Normalde tuzlu yemek yiyen bir aşçıyım hatta gittiğim her restoranda yemeklere tuz attığımı farkediyorum .(''Çiya'' hariç)
Masada tuz olmayan restoran dedim ya,sanmayınki tuz isteyen olmuyor elbette ki oluyor yalnız bu yüzde onluk kesimi temsil ediyor .
Buda masaya giden 5 çeşit tuzla sakinleştiriliyor.
Şoyle soracağım size ,gittiğiniz restorandaki şefi onunuze gelen her yemeğe attığıız tuzla denkleştirin.
Onune gelen çorba ...
Onune gelen ara...
Onunu gelen ana yemek ...
Hepsi bir bütünü sunacak onünüze ...
değerlendirmek için bir bütünü ele alın , bunların bütününü değerlendirin ve notlandırın dostlarınıza onermek için bu baz alacağınız ilk detay olsun...
Tuz bir yemeğin temel taşları diyebiliriz...

9 Ocak 2011 Pazar

Ekmek Yoksa Pasta Yiyin!!!!!

Yer Las vegas ,beşbin dolarlık yemeğe ikram olarak petrus açmaktalar imiş !!!
Bi zahmet lan !!!Las Vegasta bi restoran beşbin dolarlık bir hamburger satıyormuş kobe beef truf mantarı brioche ekmeği ve taze patates kızartması ile ...
Artık hamburgerin fast food yemeği olmaktan çıktığını felan anlatmışlar bunu yaparken deeee...
Ulan bilmem kaç bin dolar verip o güzelim kobe beef in hamburger haline getirilmiş halini yemek bana hamburgerin fine dining bi yemek olabileceğini anlatmaz ki!!! Kimseye anlatmaz lan !!!
Beş bin dolar yazınca yanına bide fotograf karesine petrus u yerleştirince altta da keten masa ortusu ,fine dining olmuş heralde ...
Yazık etmeyin oyle güzelim etlere, şaraplara boyle abuk subuk fantazilerle!!!!

Ertuğrul Özkök...

Yine keyifli bir pazar yazısı ...:)

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16718454.asp?yazarid=10

5 Ocak 2011 Çarşamba

Kahvaltı...

Ailemin yanında yaşarken vageçilmez zamanlardı.Ozelliklle pazar sabahları ben yorganın içine gomuldukçe ,babam başımda soylenirken daha çok sesini yukseltirdi...
Sonunda da sabahın sekizinde benı kaldırır gozlerim yarı mahmur ,borek felan almaya giderdik beraber.Evde o sırada tatlı bi masa hazırlama telaşı annem erkenden kalkmış bisürü şeyler hazırlamış.Birçoğunuda babam istemiş sabahın şafak sokmediği vakitte kalkıp .:)
Çok keyifli zamanlardı şimdi düşünüyorum da yediğim en güzel zeytin ,reçel çok basit şeyler, hiçbirinin benzerini tatmadım o kadar lezzetlisini .Şu kadar zaman geçti .
Şimdi de uzun zamandır her pazar gittiğim bi kahvaltı evi var Beşiktaş'ta artık çalışanları sahibini tanıdığım insanların olduğu,birazda olsa o okul yıllarımdaki pazarları hatırlatıyor bana tatlı bi koşuşturmaca ama herkes birbirini tanıyor o küçük dükkanda.Çok keyifli ince huzurlar bunlar.
O zamandan kalma bana pazar günleri hep kutsal geliyor ,aileye duyulan aşktan gelen bi kutsallık sanırım...

2 Ocak 2011 Pazar

Sarhoşken çok sahiciyim...

Vazgeçtiğim zamanlarda ,çok kaçırdığım zaman şarabı .
Yoksa yarın sabah uyandığımda utanacağım şeyler soyleyebilirim şaşırmayın .
Yalancıyımdır sarhoşken ama bana inan sarhoşken en sahiciiyimdir .
Coşmuş kalbim offf nal gibiyim.
sağır kör gorunur kalbim aslında, iyi biriyim.
bilirim aşk sicilim çok kirlidir ,sadaket konusunda da çok iidalı değilim ama bu kez farklı olsun die, sen denersen bende denerim !!!


bu adam bu şarkı yazmış olmuş  ...
ben şuan sarhoşum diye yakın bulduğum bi şarkı olmuş sanırım...
Yok ayıkta dinledim güzel bendne bi parça bunu yazdığımda şuan tarih 08.06.2014:)

Bir Şefin Yeni Yıl Programı...

Ahmet Hakan Yılbaşı arefisini anlatan bir yazı yazmış bu pazar.Vazgeçilmez keyif günü pazar benım için,aklımdan geçenlerle keyfimi pekiştiren bir yazı olmuşş.Ona benzer bir yazı dokersek bir şefin yeniyıl arefesi nasıl geçebilir.Nasıl geçebilir lan oyle meraklı meraklı bakıyorsunuz !!!
Saat sabah 10.00 işbaşı :onceki gün yapılan planlamada alalade bir kağıda yazılmış listeye bakarken, günün kutsal kahvesini içerken biyandanda iş dağılımı yapıyoruz dolapta pişmeyi bekleyen hindiler oglen rezervasyonu akşama ozel monunun hazırlıkları vs...
Oglen 13.00: Oğlen misafirlerinin karınlarını doyurup gorsel duyularını yemeklerle tatmin ettikten sonra Bozok'la birlikte hindilerin fırınlanması personel yemeği için yaptığımız hindinin oksuz civciv gibi kalması (dikkatimizi çekmişti ama yapacak birşey yok o saatten sonra ) halbuki o kadarda ozenmemize ragmen personel yemeği içinnn !!!!!!!

Boyle saat saat anlatacak değilim heralde lan aşçı yemek pişirir boyle günlerde bilmiyorsunuz sanki.Bozok'un yazızında yazdığı gibi '' asosyal, herkesin tatilinde ,en yoğun zamanınız sizin vs.vs.''
Yok oyle filmlerde veya başkalarının anlattığı gibi '' 12 den sonra çıktık abi salona misafirlerle eller havaya '' yok lan oyle bişey çalışmayın zaten oyle biyerde .
Neyse arada atlamışız saatleri mutfakta koştururken bi baktıkki yeni yıl olmuş şampanya patlatırken bulmuşuz kendimizi mutfakta:)
Kadehleri güzel bi yıla kaldırdık hep beraber.Umarım hepiniz içinde güzel bir yıl olur hiç olmayan kadar güzel keyifli...